Müslümanlar, haftanın en özel ibadetlerinden biri olan cuma namazı öncesinde mescitlerde okunacak hutbenin konusunu araştırıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her hafta farklı bir temada hazırlanan hutbeler, hem toplumsal hem manevi bildiriler taşıyor.
31 Ekim 2025 tarihli cuma hutbesinin konusu ise “Ailede Huzurun Kaynağı: Merhamet ve Muhabbet” olarak belirlendi.
Bu haftaki hutbede, insanların birbirine sevgi, şefkat ve anlayışla yaklaşmasının ehemmiyeti vurgulanıyor.
İşte, Diyanet tarafından yayımlanan 31 Ekim 2025 cuma hutbesi tam metni ve konusu…

AİLEDE HUZURUN KAYNAĞI: MERHAMET VE MUHABBET
Muhterem Müslümanlar!
Aile; Büyük Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız nimetlerden bir adedidir. Aile, ruhun sekinet bulduğu; insanın beşere, cânın cânâna emanet edildiği inanç yurdudur. İmanın gönüllere yerleştiği, ibadetlerin hayat bulduğu; düzgünlüğün, adaletin, doğruluğun, sevgi ve hürmetin öğrenildiği bir mekteptir. Aile, insanı kötülüklerden ve günahlardan koruyan sağlam bir kaledir.
Ahlaklı bir jenerasyonu yetiştiren, şahsiyet ve kimliği şekillendiren, faziletli bir toplumu oluşturan muhabbet ve merhamet ocağıdır. “İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının kanıtlarındandır. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır” ayetinde buyrulduğu üzere aile, ilahi rahmetin yeryüzündeki tecellisidir.
Aziz Müminler!
Ailenin her ferdi vazgeçilmezdir, kıymetlidir, kıymetlidir. Anne ve baba; fedakârlığın, huzurun ve şefkatin beden bulmuş halidir. Çocuklar; Allah’ın eşsiz emanetleri, aile yuvasının nadide çiçekleridir. Anne ve babanın elinde bütün insanlığın hayrına yetiştirilmesi gereken cevherlerdir. Nine ve dede ise geçmişin mirasını geleceğe taşıyan, yerleri doldurulamayan, elleri öpülesi ulu çınarlardır.
Kıymetli Müslümanlar!
Büyük emek ve umutlarla kurulan aile yuvalarımız bugün birçok tehditlerle karşı karşıyadır. Sapkın akımlar ve batıl ideolojiler, aile yapısını bozmaya çalışmakta, özgürlük mazeretiyle gayr-ı yasal birliktelikler aile olarak sunulmaktadır. Ailemizin ve toplumumuzun istikbali, devletimizin bekası, millet varlığımızın teminatı olan çocuklarımız külfetmiş üzere gösterilmektedir. Anne ve babalar, nine ve dedeler ise rahatlık ve konfor münasebet gösterilerek yalnızlığa ve ilgisizliğe mahkûm edilmektedir.
Dijital mecralarda fıtratımıza uygun olmayan bir kadro içerikler; birtakım sinema, dizi, reklam ve televizyon programları ile aile yapımız yıkıcı tesirlere maruz bırakılmaktadır. Fakat şunu bilelim ki, bütün bu aksilikler karşısında asla çaresiz değiliz. Bu meselelerin tahlili; Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü iletileri ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in örnek ahlakıyla yoğrulan özümüze dönüşte gizlidir.
Değerli Müminler!
Ailemizi; Rabbimizin emrettiği, Resûlullah (s.a.s)’in hayatına aktardığı halde kurmak, sevgi ve hürmetle korumak, şefkat ve muhabbetle yaşatmak, uygunluk ve adaletle geleceğe taşımak hepimizin ortak sorumluluğudur. Hasebiyle, “En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır” buyuran Allah Resûlü (s.a.s.)’in tavsiyesine uyarak aile yuvalarının çarçabuk kurulmasına uğraş gösterelim. Çocuklarımızın en keyifli vakitlerini lüks ve israfa kurban etmeyelim.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in, “Sizin en güzeliniz, ailesine en iyi olandır. İçinizde ailesine karşı en güzel olan da benim” hadisini kendimize rehber edinelim. Ailemizde nezaket ve zarafeti hâkim kılalım. Göz aydınlığı çocuklarımızın çokluğunu Cenâb-ı Hakk’ın lütfettiği büyük bir nimet ve rahmet kaynağı olarak görelim. “Biz beşere anne babasına güzel davranmasını emrettik” 4 ilahi hitabına itaat ederek aile büyüklerimize merhamet kanatlarımızı indirelim. Allah’ın isteğine ulaşmanın yollarından birinin de anne babanın isteğinden geçtiğini unutmayalım.
Hutbemizi Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen şu dua ile bitirmek istiyorum: “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi takva sahiplerine öncü eyle!”